
Koçlukla ilgili katıldığım seminerde, en ilgimi çeken şeylerden biri de doğru soruları sormanın önemi idi. Soru sormak öyle kolay bişey değil ha, aklınızda olsun. Neden mi? Çünkü, temelde iki tip soru vardır:
-Sizi sorununuzla başbaşa bırakanlar,
-Sizi içgüdülerinizle iletişime geçiren, düşünme tarzınızı değiştiren ve ilerlemenizi sağlayanlar.
Ve flaş haber; biz, genellikle ilk tipi kullanıyoruz, ikincisini değil.
Şimdi size bu konuda çok kısa örnekler vereceğim. Örnekleri çoğaltmak mümkün elbette, ben bu örnekleri Nina Grunfeld'in "Benim Büyük Kitabım:Kendinin Yaşam Koçu Ol" adlı kitaptan aldım.
1.Tip sorular yerine 2.Tip sorular sormak:
"Neden üzgünüm?" yerine "Beni ne daha mutlu eder?" sorusunu deneyin.
"Bu sorunu neden çözemiyorum? " yerine "Bu sorunu nasıl çözebilirim?" diye düşünün.
"Beni neden öpmedi?" diye hayıflanmayın, "Beni öpmesini nasıl sağlayabilirim?" diye düşünün ve hayal gücünüzü zorlayın -bana dua edin sonradan hahaha- :)
"Neden terfi alamadım?" diye kahrolmayın, "Terfi almak için ne yapmalıyım?" diye düşünün.
"Ne yapmalıyım?" diye sıkılmayın, "Ne istiyorum?" diye düşünün.
Sizler okurken, ikinci tip sorulardaki yapıcılığı ve motive ediciliği farkettiniz mi? Hadi, üzülmeyin, sorularınızı değiştirin, bir de böyle bakalım :) Bana kendi hayatınızdan örnekler yazar mısınız böyle değiştirdiğiniz sorular varsa?