Terk edilmiş bir bloga dönmek, terk ettiğiniz bir sevgiliye
yeniden dönmek gibi. Cık, olmadı. Terk edilmiş bir bloga dönmek, çocukluğunuzun
geçtiği köydeki evinize dönmek gibi. O zamandan beri kimselerin yaşamadığı ve
uğramadığı, sizin bıraktığınız şekilde duran, tozlu bir yere girmek gibi. İşte
şu köşede bacağını kırdığınız sarı saçlı plastik bebek, duvarda astığınız Mustafa Sandal
posterlerinin selobant izleri, tozlu bir terlik teki girişte yan dönmüş,
tavanda örümcek ağları, yerdeki kilimin güneş vuran yerleri solmuş. Her şey
gözüne zavallı görünüyor. Yeniden adam olur mu burası? Derin bir nefes
alıyorsun. Tozlu diye taşınacak değilsin ya, burası evin senin. Hem ev ne
demektir, seni her koşulda içine alacak yer. Gülümsüyorsun. Hoş geldin.
Sanki eşyalar da sana tozlu puslu gülümsüyorlar gibi
geliyor. Öyle ya, hatırlanmak kimin hoşuna gitmez? Fısıldıyorsun kendi kendine:
hoş geldim.
4 yorum:
Bir ses fısıldar... "Hoş-gel-din"
Gülçiiin :)
Ne güzel olmuş yine yazmaya başlamışsın, şimdi tesadüfen bir başka blogda gördüm, çok sevindim.
Nasılsın, özledin mi beni :))
Ben de neredesin diyordum :) merhaba yeniden.
Sevgiler :)
Nerelerdeydin Gülçin'im, yeniden blogunda seninle buluşmak harika.
Yorum Gönder