.

.

19 Kasım 2012 Pazartesi

İstanbul'un Kitap Fuarı

Bu hafta sonu İstanbul'un altını üstüne getirdim. Altı üstünden iyi değilmiş netekim, gördüm. Epi topu ne yaptım, cumartesi Tüyap Kitap Fuarı'na, pazar günü de Sabancı Müzesi'nde Monet sergisine gittim. Kaç çeşit  ulaşım aracı kullandım, buyurunuz:

-Minibüs,
-Metrobüs,
-Vapur,
-Otobüs,
-Metro.

Olup ta kullanmadığım bir tek sarı dolmuşlar, teleferik, finiküler ve deniz otobüsü kaldı. Güzergahta olsaydı onları da kullanırdım.  Ne zengin şehir, yarabbi! Üstelik hepsi hıncahınç dolu. Gene de fuara gidiş gözümde büyüttüğüm kadar zor değilmiş, yapılabilir bir şeymiş. Gerekli aktarmaları yaptığınızda, Anadolu yakasının bir ucundan fuar alanına birbuçuk saatte gidebiliyorsunuz. İndiğiniz yerden kitaplara ulaşmak yarım saat alıyor ama olsun, değer. (Metrobüsten fuarın karşısında iniyorsunuz, biraz yürüyüp köprü tırmanıyorsunuz, en yakın kapıdan girince sanat fuarının içine düşüyorsunuz, oradan yolunuzu bulup kitaplara ulaşana kadar iki posta kayboluyorsunuz, o yüzden.) Bu arada, metrobüs merdivenlerinde ellerindeki davetiyeleri sallayarak "İçeride 10 lira, bizde beş lira" diye bağıran satıcılara yüz vermeyin; içeride de beş lira çünkü giriş bedeli. Öğrenci, öğretmen ve emeklilere de ücretsiz. Beylikdüzü'ne taşındığından beri yüz vermediğim kitap fuarını çok beğendim. 25 Kasım Pazar son gün, koca bir haftanız var. Gidiniz görünüz, kaybolunuz, korkmayınız.

Meraklısına Notlar:

-İşte burada fuarın sayfası. Ulaşım ve ücretsiz servislerle ilgili bilgiler de var.
-Girişten mutlaka bir kroki edinin, yerleşim mantığını çözünce ulaşamayacağınız yer yok.
-İçerideki kafelerin fiyatları oldukça yüksek ve seçenek az. Üstelik çok kalabalık oluyor. Bence suyunuzu, sandviçinizi alın giderken.
-Yayınevlerini twitter hesabınıza ekleyin, anlık çekiliş-hediye uyarılarını izleyin, eğlenin (ben bir kitap kazandım)
-Yayınevlerinin indirim oranları % 20-25. Daha yüksek oranlarda uygulayanlar ve belli kitaplarda üçü on lira, üçü onbeş lira, tanesi 2-3 lira sepetleri var, buralarda hazineler saklı olabilir, bakmadan geçmeyin.



2 yorum:

N.Narda dedi ki...

hımm, İzmir'in trafiği ne zaman İstanbul kadar kötü olur, o zaman tası tarağı toplayıp gçö eyleyeceğim İstanbul'a. Gözüm korktu yav, kaç vesait böyle :)

bizim burada da yollar uzun, yolculuk aheste ama in-bin olayı az hiç değilse :p

Vladimir dedi ki...

Yporgunluktan pestilim çıkmıştı eve döndüğümde.

Yiyecek içecek konusundaki ve twitter konusundaki tüyoların harika. Oradaki sandviçler hem tatsız hem tuzsuz hem de pahalı. Üstelik buzlu salam ve peynirlerin buzlarının ağız içinde çıtır çıtır edişlerini dinlemek nahoş bir deneyim. Ama açken yeniliyor kağıt niyetine :(