Çarşamba sabahı elimde günün ilk çayı, internette bir yandan gezerek gazeteleri okuyordum. Milliyet’te yazarlar sütununa bakarken Ece Temelkuran’ın “Gizli Aşk Bu” isimli bir yazı yazdığını gördüm, ki severim kendisini, tıklayıverdim nedir bu diye (geçen yıl Uğur Mumcu’nun oğluyla evlenmişti, gizli aşkı da nedir yani). Yazının ilk kelimleri ile beraber, ben de mırıldanmaya başladım şu şarkıyı:
Gizli aşk bu, söyleyemem derdimi hiç kimseye
Zevke veda, neşeye de, veda artık herşeye
Arzular bir bir hayal oldu, baharımın gülleri soldu
Gönlüm hicran, hasret, gamla doldu
uzun zamandır ne düşündüğüm ne de dinlediğim bu şarkıyı mırıldanmak öyle hoşuma gitti ki. Sonra aynı gazetede Asu Maro’nun yazısını görmeyeyim mi? ilk paragrafa bakar mısınız : “Hani bir kuş sürüsü geçer baktığın gökyüzünden bir akşamüstü. Bakarsın hepsi aynı yöne gider. Bir tanesi arada şaşkın şaşkın başka bir yöne seyirtir. O kuş âşıktır işte!”
öğle tatilinde gidip aldım kitabı. Oturdum yemek yerken okumaya başladım. Sonra iş çıkışı otobüste, eve gelip üstümü değiştikten sonra iliştiğim kanepede giderek yayılarak okumaya devam ettim. Bitmesine az kalınca “aaaa ne bu canım” diye attım elimden. Aslında bitsin istemediğim için. Hani şu eski filmlerde hasta olduğunu sevgilisine söylemeyip de, dimdik durmaya çalışarak “nayır nalan ben seni aslında hiç sevmedim ki” diyen, sevgilisinin arkasından da yere yığılarak ağlayan jönler gibiydim. Heyhat! Bu çabalarımın bir faydası olmadı. Dün öğlen arasında bitirdim. Hazırlıklıydım ama gene de bir damla gözyaşım şinitzelime damladı. Yemek sonrası çayımı içerken yeniden karıştırdım kitabı, bir daha mı başlasam diye. Çok güzeldi çok. Eski filmleri seviyorsanız, tam bu havalarda, lütfen atlamayın. Bugün de iki kitap gazetesinde yazarı Özen Yula ile yapılmış söyleşi vardı: “okumak istediğim kitabı yazdım” diyor. Ne mutlu ona, ben de tam okumak istediğim kitabı okudum. Ah bir de elimde olaydı da Mediha Demirkıran’dan “Gizli Aşk Bu” şarkısını da ekleyebilseydim.
14 yorum:
ne kadar kitap kurdunu olduğunu biliyorum ya. bi de demişsin öğlen yemek yerken okumaya başladım. eyvah şimdi gitti dedim kitap. hoş yemekten beter etmişin. ben 3 ayda bir kitabı zor bitirirken sen öğle yemeğinde bitiriyorsun ya.
pes doğrusu.
hes doğrusu...
esenlik..
f.
Sıcacık bir yazı olmuş. Yemek yerken hiç okuyamam bu arada. Kendimi veremem. Otobüste, trende kitap okuyabilenlere de şaşıyorum. Ayrı bir yetenek olsa gerek. :)
süper görünüyor. yeni bir kitap listesi hazırlamanın zamanı geldi demek ki :) ben de en son Aşk'ı okudum (Elif Şafak). çok beğendim tavsiye ederim.
Gülçinciğim bugün aldım kitabı,çok mutluyum :)
Çok sevdiğim bir yazar, son çıkan bu kitabını da çok merak ediyorum. Listeme aldım çoktan, teşekkürler.
"Gizli Aşk Bu" benim sonu gelmez platonik aşklarımdan birini hatırlatır hep bana. Bu zat ı muhteremle fasıla filan giderdik bazen, başbaşa değil de arkadaşlarla. Ben hep "gizli aşk bu" yu isterdim, hani o şarkı çalarken yanında da gizli aşkın filan var ya bi ambians, bi duygu seli..Zevkliydi de bee..
Dertleri zevk edindim bende neşe ne arar. - Aha bi tane daha :)
Çok keyifli göründü. Bi el atalım bari :))
marruu
ben de çok sevdim bu kitabı bir kaç gün önce kendi blogumda da bahsetmiştim. Tek damla ile kurtarmışsın sen ne güzel:)
Çok ama çok uzun zaman oldu,hala birşeyler yazmaya niyetin yok mu?
hımmmmm...Gözlüğümü taktım ve okudum :)
nerelerdesin yahu?
Elma dersem cik armut dersem cikma...
Elma!
eeellll maaaaaaaaa...
EEEEEEEELLLLLLLLLMAAAAAAAAAAAAAA!!!
:-)
Gülçin nasılsın, aldığın kitapların hepsini bitirmek için mi ara verdin yazmaya :)
Nerelerdesiniz,merak ettim..
Yorum Gönder