Gene ne yazacağımı bilmeden ama bir ihtiyaç içinde oturdum bilgisayarın başına. Bu ilk cümle öylesine geliverdi ve gidiyor işte kelimeler, bakalım nereye. Uzun bir aradan sonra İstanbul bugün karla kaplandı. Bütün gün hiç durmadan ince ince yağdı kar, sonunda hava karardıktan sonra sokaklar tutmaya başladı. Apartmanın bahçesi çok güzel oldu, silecekleri havada arabalar kapandı, ağaçlar çalılar dantel gibi bezendi. Bugün akşama kadar camın önünde berjer koltuğumda oturup karı seyrettim. Bu keyfi yaşamak için salonun şeklini değiştirdim, keyfim tam olsun diye kaçıncı kez seyrettiğim Büyük Lebowski oynarken birden aklıma geldi. Halıyı katladım, büyük kanepeyi kışın pek az kullandığım balkonu kapısının önüne çektim, berjerlerimi ortalarındaki fiskos masasıyla kaloriferin, dolayısıyla camın önüne taşıdım, açtım güllü perdelerimi, aldım bir kadeh içkimi, güpegündüz, oturdum karı seyrettim.
Birazdan salona gidip gene camın önüne oturacağım, eğer bu gece de durmadan yağarsa iyice tutacak kar diye düşüneceğim. Tanju Duru’nun Duru Zamanlar albümünü dinliyorum nicedir, çok hoşuma gidiyor. Belki açmam televizyonu, güzel bir müzik koyarım camdan bakarım, güzel şeyler düşünürüm, onu düşünürüm. Belki şiir okurum, evet evet, tam şiir okuma zamanı. Ataol Behramoğlu mesela, bakın ne diyor: Beyaz, ipek gibi yağdı kar.
Beyaz, ipek gibi yağdı kar
Bir kız kardan hafif adımlarıyla yürüyüp geçti hayal içinde
Arkadaşlarımı düşündüm, sevgili şeyleri
Sanki her şey bizimle var ve bizimle olacak
Şarkılar çaldı odalarda
Bütün insanları sevmek gerektiğini düşündüm
Düşmanlarımız dışında
Düşmanlarımız çünkü sevgiyi yok ettikleri için düşmanımız oldular.
Beyaz ipek gibi yağdı kar
Bir kız kardan hafif yüreğiyle geçip gitti güvercinleri anımsatarak.
Uzaktaki şehir uykuya dalmıştır şimdi.
Düşündüm bir bir kardeşlerimin ne yaptıklarını
Nihat Uyumuyor olmalı.
-Nefis bir şarkı söylüyor yandaki odadaki kız
Bir Rus Halk şarkısı. Ve şimdi koroyla Başladılar-
Nihat düşünüyordur karanlıkta.
-Sanırım bir saatten sonra hapishanede dışardan söndürüyorlar ışıkları-
Beyaz ipek gibi yağdı kar
Bir kız kelebek adımlarıyla geçip gitti karın üzerinden.
İnsanlar kendi şarkılarını kendi hayallerini taşıyorlar.
Çağdaş şarkılar gerekli onlara
Hem hayatlarının derinliklerinden söz eden
Gerçekleştirilmiş gerçekleştirilmemiş duygularından,
Hem Kavgayı ateşleyen somut anlaşılır akıllı şarkılar.
Beyaz, ipek gibi yağdı kar
Acılarla dolu bu dünyaya.
İnsafsızlık vahşet hala güçlü ve hala iktidarda.
İnsanlar ölüyorlar.
Gepgenç sımsıcak ölüyorlar sanki ölmüyorlarmış gibi.
Bir yandan sürüp gidiyor hayat; bir yanda tel örgüler parmaklıklar.
Beyaz, ipek gibi yağdı kar
Yağdı kirpiklerine bir kızın
Yağdı mavi bir nehre
Saçlarıma yağdı otobüslere ağaçlara evlere.
İçimden okşadım onu.
Kelebek adımlarını yanımdan geçen kızın.
Herhangi bir kız
Hayalleri olan.
İstedim ki daha güzel olsun şu dünya.
İstedim ki
Beyaz İpek gibi yağan karın altında
Bitsin artık bu sürüp giden alçaklıklar.
Bir bebek ölüm tehdidi altında yaşamasın beşiğinde.
Ve paramparça olmasın sımsıcak capcanlı yaşayıp giderken insanlar.
Bırakın, beyaz İpek gibi yağan karın altında
Hayallerimiz olsun.
Yaşayalım özgür güzel düşünceli.
Anlatalım düşündüklerimizi birbirimize.
Sevinç egemen olsun her yerde
İnsanca bir kaygı.
Beyaz, ipek gibi yağdı kar.
Yağsın.
Dünya daha güzel olacak
İnanıyorum buna.
Bir insan kalbinin güzelliğine
Çocukluğuna sonsuz cesaretine, olanaklılığına
İnandığım kadar.
10 yorum:
Pazar sabahı ve İstanbul bayağı bir kar altında, senin akşamki kar tutmuş :)
Yazında en çok Big Lebowski'nin halı çağrıştırmasına güldüm :))
Sevgili Gülçin,
Kar yağdığında, ben de geçmiş yıllarda yaşadığımız karlı günleri düşünürüm. Herkesin kendine göre karlı anıları vardır. Dün gece saat üçte uyandım.Kalktım ,üzerime paltomu giydim. Kendime bir nescafe yapıp fincanı elime aldım. Pencerenin önünde, sokak lambasının ışığında savrularak yağan karları seyrederken eski karları anımsadım. Hey gidi eski günler hey der gibi.
Sevgiler
ruhumun uzerine bir kar yagmasina ihtiyacim var sanirsam.
yasayarak okudum yazdiklarini, ve karsindaki berjerde(yoksa da yarattim zihinmde) ben oturdum.
yudumladim ictigin o seyden her neyse, daldim gittim pencereden disari goruntunun icinde.
Çok güzel yazmışsın. Soğuk ama sıcacık yazmışsın. Yazının üstüne oturdum ben de Big Lebowski'yi izledim.
Aslında tam Inland Empire ahavasıydı ama neyse.
Burası da çok soğudu.
Ne çok özlemişim. İyi ki yağdı. Hafta sonumun neşesi, eğlencesi, inanılmaz güzel bir parçası oldu. En güzeli de üzerinde yuvarlanmaktı. Yarın işe giderken nasıl olacak bilemiyorum ama! Sevgiler
gulcin iyi ki kar yagmis istanbul'a. bu demektir ki evde oturup bize guzel yazilar yolliycaksin:) bekliyorum hevesle.
tulay
Ooooooo, manzara nefis:)
Baktın mı böyle güzel bir yerden bakacaksın:))
Kesin işe de gitmemişsindir, sen:))
kar yağdı kar yağdı evet evet:)
hepimiz ne çok özledik değil mi bunu? ne güzel bir sessizliktir kar altında şehrin sessizliği ve ne güzel gösterir kar her şeyi.
sevgiler, keyfin bol olsun:)
sevgili witness,
benim halı da salonu dolu gösteriyor da ondan esinlendim sanırım :)
sevgili ülkü,
çok büyülü, masalsı bir şey karı yağarken seyretmek değil mi?
sevgili gulteinen,
karşısında bir berjer daha var, haklısın. o halde çinçin diyelim.
sevgili vladimir,
hele siz oralarda hiç alışık değilsiniz soğuklara anacığım, biz neyse de. dikkat edin kendinize.
sevgili sem,
ertesi gün işe giderken şöyle olsun mu mesela, sen iskeleye gelince son vapur kalkmış olsun, sen eve geri dön, bize kardan adamlı neşeli bir resim çiz bir de yazı yaz, nasıl ama :))
sevgili tulay,
buraların karının ömrü biliyorsun kısa olur, üstelik ekmek parası, düştük yollara bata çıka işe geldik be guzelim. ama ben gene de sana güzel hikayeler yazacağım, sen orada okumak için ol yeter ki.
sevgili ori,
maalesef gittim, gittim.. ühü. gitmemeyi çok isterdim.
sevgili elektra,
bugün okudum senin dünkü kar maceralarını, ne güzel vakit geçirmişsiniz. senin de keyfin bol olsun.
sevgiler.
Gülçin, keşke daha başka şeylerde isteseydin cünkü dileğin kabul oldu:)) Çok güzellisinden bir kar tatili yaptım:))
Yorum Gönder