.

.

18 Aralık 2007 Salı

neden yaptım bunu?



Az önce Vladimir’in bayram kolisi geldi; içinden 15 film, 13 müzik cdsi, 2000 yılında alınmış 30’luk bir telefon kartı ve Ankara Metro kartı çıktı (metro kartını 2 hafta önce Ankara’da müze yeniden yapılandırma eğitimindeyken almış, kullanamadığı kısmını bana göndermiş ki ben yarın akşam Ankara’ya gidiyorum bayram için, kullanayım diye, “göndereyim mi” diye sorduğunda “gönder” dedim, nasılsa bedava, metroya binmem gerekmese bile, sıkılırsam evden çıkar biner gider gelirim ne var diye düşündüm, ben Ankara’da hep sıkılırım da, böyle de bir özelliğim var). Sağolsun gene bir sürü izleyecek-dinleyecek şeyim oldu, yaşasın. İşte ben bu paketi alınca onu aradım teşekkür etmek için. İş numarasını rehberden buldum. Bir baktım rehberde eski müze müdürünün adı var: Ekaterina Louloudia (bu arada hep ondan bahsederken “e be ekaterina, nasıl yaptın bunu ya” diye az söylenmişliği yoktur yani yanımda. Dolayısıyla ekaterina’yı tanımasam da, vladimir’in gözünden bir izlenimim var). Rehberde Ekaterina adını görünce aklıma bir oyun geldi numaraları tuşlarken, telefonu vladimir’in açtığına emin olunca mümkün olan en cırlak sesimle “ekaterinağğ” diye çıngırdadım telefona. Üstelik bu çıngırdamayı da kendi işyerimde yapıyorum, allahım nasıl kendimi kaybetmişim yani, neyse. Sonra kendimi toparlar gibi yaparak “ekaterinağğğ yok muydu?” deyiverdim. Vladimir nasıl kibar “ekaterina hanım tayin oldu efendim, 4 ay kadar oluyor” dedi. Ben bu sefer “aaaaaaa haberim yok, bana neden haber vermedi ki” dedim. Hissediyorum vladimir tutuldu, sesimi tanımış olabilir ama riske atamaz, “ben size yeni numarasını vereyim” dedi, “bir dakika ben de kağıt kalem alayım ay bak görüyor musun hay allah” filan söyleniyorum, bu arada gerçekten kağıt kalem aldım. “evet yazıyorum” dememle beraber vladimir yeni numarayı söyledi, ben de yazdım iyi mi? Hakikaten yazdım ya. Yazdığım numaralara bakınca gülme tuttu beni, böylece numaram açığa çıktı. Düşünmeden yapılmış, spontan bir sahne. İyi de ben niye yazdım o numarayı ya?

5 yorum:

Vladimir dedi ki...

Önce numarayı neden yazdığını söyleyeyim. Rolünü giymek denir bir teriim vardır bizim tiyatro camiasında. Sende de öyle olmuş rolüne iyi hazırlanmışsın, riske atmadın, yazmadığını hissedersem kuşkılanacağımdan korkmuş olmalısın.

Filmleri seyret, şarkıları dinle, filmlerden ve şarkı sözlerinden sınav yapıcam.

O kartın uyacağı telefonlardan tedavülde kaldıysa hala üzerinde kredisi olabilir kanatindeyim

ANkarada sıkılmak?

AA o nasıl lakırdı. :))

Ben Ankara kelimesini duyunca sıkılırım. :))

Sana ANkara'da sıkılmamak için kitap bulma görevi verebilirim istersen. Bence, Bereket Denizi dörtlemesinin ikinci cildini aramalısın, bu seni sıkılmıycak bir müddet oyalayabilir.

:))

yaban dedi ki...

ben de tam diyecektim ki, bence sen de kendini kaptırmışsın rolüne, o yüzden yazmışsındır o numarayı.
sayende gaybubet diye bir kelime öğrenmiş oldum.

Sem dedi ki...

Gülçin'ciğim, Kürklü Merkür için yeni bir oyuncu aranıyormuş, duydun mu:)))

Adsız dedi ki...

Hakkımda alenen yazılar yazmanızı kınıyorum. Silin benim ismimi burdan. Rezalettttt!! hattta Reza LETTHHHH......!!!

Telefon şakasına konu ediyorsunuz asil ismimi. Hem de sıkılmadan.

gülçin dedi ki...

sevgili vladimir,
yıllar önce, daha gençken bereket denizi dörtlemesinin ikinci cildini ayaklarımın altı pörtleyene kadar üstelik yağmur altında aramış idim biliyorsun Ankara'da. gene denemeyeyim. hem o zamanki kitapçılar da yoktur falan şimdi, aran taran dur. yok yok, sıkılmam ben. sıkılmam di mi.

sevgili yaban,
hoşgeldin :) evet ya, nasıl bir rolüne kendini kaptırmaktır anlamadım valla :)

sevgili sem,
kürklü merkür'e artık yetişemem de, bir sonraki oyunlarına neden olmasın diyorum. duy beni ey Murat Daltaban !!! keşfet beni, bul çıkar buralardan.

sevgili ekaterina,
valla kötü bir niyetim yoktu :) bilirsiniz tayin olunan her yerde yaşanan bir olgudur bu. yıllar da geçse birileri eskisini arar, hesap sorar vs. bakın benim bunlarla ilgili daha başka anılarım da var. hem telefonda da değil, yüzyüze. odama gelip "aaa burda sarışın müdür vardı, nolduuuu" diye soranlara gülümseyerek yıllarca "sarı müdür gitti şimdi kırmızı müdür var" demişliğim vardır misal.
gerçi artık böyle diyemem, çünkü onyıllardır kırmızı olan saçlarımı bu haftasonu kumrallaştırdım.

sevgiler