Önce bu haberi gördüm gazetelerde:
Berlin'de faaliyet gösteren Dış İlişkiler Enstitüsü tarafından düzenlenen ve 60 ülkeden yaklaşık 2 bin 500 kelimenin değerlendirildiği yarışmada, Türkçe "Yakamoz" sözcüğü, 3 kişilik jüri tarafından dünyanın en güzel sözcüğü olarak belirlendi. Enstitü tarafından yapılan açıklamada, jürinin yakamoz sözcüğünü, "kelimenin orijinalliğini, anlamını ve kültürel önemini göz önünde bulundurarak" birinciliğe layık gördüğü bildirildi. Türk Dil Kurumu'na göre yakamoz sözcüğü, "Denizde balıkların veya küreklerin kımıldanışıyla oluşan parıltı" ve "Biyolojik ışık üretme özelliğine sahip, akıntı ve rüzgârlarla sürüklenen ve bir şeye dokunduğunda ışık veren deniz hayvanı" anlamına geliyor. Yarışmada ikinciliği, Çincede "horlamak" anlamına gelen "Hu lu" kelimesi kazanırken, üçüncülüğü de Afrika'da kullanılan Luganda dilinde "düzensiz" anlamına gelen "Volongoto" sözcüğü elde etti.
Sonra yarışmaya katılan diğer kelimeleri merak ettim :)
Derken radikal gazetesinde caner fidaner’in bir yazısında şunu buldum:
…. bir yanlış tümce daha: 'Mehtaplı gecede, saatlerce yakamoz seyrettik'. Hayır sevgili okur, mehtap ve yakamoz birarada seyredilemez! Çünkü "yakamoz", denizdeki ışıklardır ama, dışarıdan denizin üzerine düşmez, denizin içinden gelirler. Bu ışıkların müsebbibi, denizleri kendine mesken tutmuş tekgözeli bir grup canlıdır. Boyu bir milimetreyi geçmeyen bu canlılara bilimciler "noctiluca scintillans" adını takmışlar, ışık yayma özelliklerine de 'fotofosforesans' demişler. Bu minik canlı sürülerinin yaydığı ışığı görebilmemiz için ortalığın karanlık olması şart. Yani sevgili okur, mehtap olmayacak ki, yakamozu seyredebilesin! Denizler ve balıklarla ilgili birçok başka sözcük gibi 'yakamoz' da Türkçe'ye Elence'den gelmiş. Bu dilde "diakaio" fiili 'yanmak, tutuşmak' anlamına geliyor, "diakamos" ise bizim 'yakamoz'un kardeşi oluyor. Doğanın, izleyende çok hoş duygular uyandıran bu gösterisinin biyolojik kökenini öğrenmek, umarım seni düş kırıklığına uğratmamıştır sevgili okur. Sen sen ol, yakamoz seyretme olanağı bulduğunda bütün bu yazdıklarımı unut, mayon yanında olmasa da gece karanlığında yakamozlu denize girmeyi sakın ihmal etme... Eh, yanında sevdiğin de varsa, unutulmaz bir anıya sahip olabilirsin!..
Berlin'de faaliyet gösteren Dış İlişkiler Enstitüsü tarafından düzenlenen ve 60 ülkeden yaklaşık 2 bin 500 kelimenin değerlendirildiği yarışmada, Türkçe "Yakamoz" sözcüğü, 3 kişilik jüri tarafından dünyanın en güzel sözcüğü olarak belirlendi. Enstitü tarafından yapılan açıklamada, jürinin yakamoz sözcüğünü, "kelimenin orijinalliğini, anlamını ve kültürel önemini göz önünde bulundurarak" birinciliğe layık gördüğü bildirildi. Türk Dil Kurumu'na göre yakamoz sözcüğü, "Denizde balıkların veya küreklerin kımıldanışıyla oluşan parıltı" ve "Biyolojik ışık üretme özelliğine sahip, akıntı ve rüzgârlarla sürüklenen ve bir şeye dokunduğunda ışık veren deniz hayvanı" anlamına geliyor. Yarışmada ikinciliği, Çincede "horlamak" anlamına gelen "Hu lu" kelimesi kazanırken, üçüncülüğü de Afrika'da kullanılan Luganda dilinde "düzensiz" anlamına gelen "Volongoto" sözcüğü elde etti.
Sonra yarışmaya katılan diğer kelimeleri merak ettim :)
Derken radikal gazetesinde caner fidaner’in bir yazısında şunu buldum:
…. bir yanlış tümce daha: 'Mehtaplı gecede, saatlerce yakamoz seyrettik'. Hayır sevgili okur, mehtap ve yakamoz birarada seyredilemez! Çünkü "yakamoz", denizdeki ışıklardır ama, dışarıdan denizin üzerine düşmez, denizin içinden gelirler. Bu ışıkların müsebbibi, denizleri kendine mesken tutmuş tekgözeli bir grup canlıdır. Boyu bir milimetreyi geçmeyen bu canlılara bilimciler "noctiluca scintillans" adını takmışlar, ışık yayma özelliklerine de 'fotofosforesans' demişler. Bu minik canlı sürülerinin yaydığı ışığı görebilmemiz için ortalığın karanlık olması şart. Yani sevgili okur, mehtap olmayacak ki, yakamozu seyredebilesin! Denizler ve balıklarla ilgili birçok başka sözcük gibi 'yakamoz' da Türkçe'ye Elence'den gelmiş. Bu dilde "diakaio" fiili 'yanmak, tutuşmak' anlamına geliyor, "diakamos" ise bizim 'yakamoz'un kardeşi oluyor. Doğanın, izleyende çok hoş duygular uyandıran bu gösterisinin biyolojik kökenini öğrenmek, umarım seni düş kırıklığına uğratmamıştır sevgili okur. Sen sen ol, yakamoz seyretme olanağı bulduğunda bütün bu yazdıklarımı unut, mayon yanında olmasa da gece karanlığında yakamozlu denize girmeyi sakın ihmal etme... Eh, yanında sevdiğin de varsa, unutulmaz bir anıya sahip olabilirsin!..
Meraklısına bağlantılar:
- Yakamoz: http://www.denizce.com/yakamoz.asp
- Fosforesans: http://encyclopedia.jrank.org/PER_PIG/PHOSPHORESCENCE.html
9 yorum:
Çok hoş bir yazı olmuş.Yakamoz hakikaten güzel bir kelime.Pırıltı da bence hoş bir kelime.
Takva bence çok kötü bir filmdi.Konu-son bütünlüğü,söylemek istedikleri vs hiç mi hiç beğenmediğim bir film.
Sevgiler.
teşekkürler.. benim için her yönü ile faydalı ve öğretici bir gönderiydi..
hele.. mayon olmasa bile sevdiğinle yakamoza dalmak bölümü en güzeliydi..:))
artık ne diakamos ne diakomossss..
takva'yı seyretmeye çalışıcam.. izlemedim henüz..
İngilizcede kulağa en hoş gelen kelimenin 'cellar-door' olduğu söylenir. Gerçekten de çok hoş gelir kulağa ve fransızcayı anımsatır biraz. Yakamoz'un Berlin'deki başarısından sonra, türkçemizin en güzel kelimesini seçmeye kalkışsak, ne olurdu acaba?
aaaa, ben de bu sabah gazetede okuyup girdiğim her sınıfta öğrencilerime dilimizin reklamını yaptım. bakınnn, dedim, siz yabancı kelimeleri katıp katıp dilden uzaklaşıyorsunuz ama, elin oğlu bizim kelimelere ödül veriyor. bir sınıfta yakamoz ne hojaaaaaam? dedi bir öğrencim, davul ol patla emi dedim ona:)sevgiler...
teşekkürler sevgili öykücü, yakamoz bence de güzel bir kelime. ama hala diğer kelimeleri merak ediyorum :)
sevgili abi,
mayosuz yakamoza dalmak diakomos yapabilir, dikkat edelim :)
sevgili sem,
kimbilir ne olurdu? hem sellirdor kelimesi öyle çok da kulak okşuyor gibi değil sanki. bana mı öyle geldi yoksa? ya da ingiliz köylüsü gibi mi telaffuz ettim?
sevgili elektra hojam,
yakamoz nedir bilmeyen öğrencilerini davul edip patlatmak yerine, onları kesip kesip diakamos yapalım :)
takva konusunda öykücüyle paralel düşünsem de erkan can'ın oyunculuğu için yine de izlenmeli derim.
yaaa anlamadım; peki mehtaplı gecelerde denizn üzerine yansıyan ayışığına ne deniyor o zaman, benide davul edip patlatın ama ben yakamozu o sanıyordum, gerçi şimdi ekşi sözlükten ayışğının yansımasına ne denirmiş öğrenirim ama siz yazarsanızda sevinirim... benim favori kelimem ise türkçeden değil, rusca "neden,niçin" anlamına gelen "paçimu" kelimesi, bana çok hoş geliyor...
Ben ilk defa gecen yaz gördüm yakamozlari. Gece gece denize girdim onlari görebilmek icin ve muhtesem bir görüntüydü.
Ha, sevdigim de yanimdaydi :)
COK ILGIMI CEKTI YAZIN ELINE SAGLIK COK GUZEL OLMUS..
bi de itiraf edeyim benim yakamozlarim hep mehtaptan denize duserdi simdiye kadar(kizaran surat)
Elektra, sana da bir laf atayim; "davul ol patla" lafina hasta kaldimmm... hah hah hah
Yorum Gönder