.

.

24 Mart 2013 Pazar

pazar


İnsan haftasının tek dinlenme günü olan pazar günü de sabahın köründe uyanır mı? Eğer bensem, uyanır. Kendi kendime ikna etmeye de çalıştım az daha uyuyayım diye. Cık. İşe yaramadı. Kalktım. Neyse ki Minare Gölgesi var. Oturdum okumaya başladım Engin Ergönültaş'ın kitabını, bıraktım beni Zengüle Hacı mahallesinde gezdirsin diye. O harap evlerin arasında dolaştım, çöplerin ve sokak köpeklerinin yanından geçtim. Yaşlı bir orospunun evde beslediği onlarca kediye baktım, aylardır işsiz Abdülkadir'in gündüzleri uyuduğu bodrum katındaki odasının önünden sessizce geçtim.Az ileride aylardır uyuyamayan Sabit'in izlediği Hint filminin bir şarkısı çalındı kulağıma yürürken. Dışarıda oynamak için can atan ama izin koparamayan Atilla camdan baktı bana, ona el salladım. Meryem'in annesi Kıymet, ona haftada iki kere gelen evli sevgilisi Kudret için masa hazırlıyordu, mutfağın camını açmış, gene balık kızartıyor herhalde diye düşündüm. Sonra kalkıp bir kahve yaptım kendime, çöreklendim gene berjerime. Dışarıya baktım biraz. Sabah güneş vardı, şimdi çekildi, göstermiyor yüzünü, ama aydınlık en azından. Soğuk da yerinde gene. Üşendim dışarıya çıkmaya. İş icat ettim kendime, gerçi ev dandini, pek icat edecek hal yok, olan ortada zaten. Kalkıp mutfağı topladım biraz, bu kadar tozu buraya kim koyuyor diye merak ettim. Boşalan tuzluğu doldurdum. Kültablalarını ovarak yıkadım. Orkidelerimin kuruyan yapraklarını kopardım sonra, bir mesaj attım. Bunların hepsini ciddiyetle yaptım. Çünkü ne kadar normal davranırsan gün o kadar kolay ve çabuk geçer.

Not: kitabı aynı gün akşam bitirdim. Devamı www.neokudum.com sitesinde :) Ahha, reklam aldım :))

2 yorum:

serpil dedi ki...

İletişim bu yıl ne kadar güzel kitaplar çıkardı di mi Gülçin, Minare Gölgesi de listemde.
Evle ilgili yazdıkların çok hoşuma gitti, güldüm okurken gecenin bir vakti.
İyi bir hafta olsun.

Vladimir dedi ki...

Merak ettim kitabı ben.

Artık e-kitap olayına dadanmanı bekliyorum bilmiş ol :)