.

.

21 Kasım 2012 Çarşamba

Pera Müzesi'nde Neler Var?

İki-üç hafta önce, bayram tatilinin içindeki cumartesi günü Beyoğlu'na gittik. İstiklal Caddesi'ne ne zamandır gitmemiştim. aman ne değişmiş!  metronun yürüyen merdivenlerindeki gibi omuz omuza bir kalabalıkla sel gibi aktık yol boyunca. karşıdan gelenler göğüs göğüse mücadele etmek ve aşılmaz duvarımızı aşmak zorunda kaldılar. hani yürürken gözün kayar da bir vitrine bakmak için duraklarsan, mazallah seni çiğneyip geçebilirler, o derece. neyse, hiç takılmadım, hedeflerim belli, İstiklal Caddesi duraklarıma uğrayacağım.

aka aka Galatasaray'a kadar geldim. Galatasaray Handa, Fototrek'te bir arkadaşımızın fotoğraf sergisi vardı, ilk hedefim orası. aaa, hanın önünde bir adam, almış eline elektro bağlamasını, halay havası çalıyor, hoparlörden bas bas tıngır tıngır bu ses geliyor, saçları apaçi usulu kesilmiş bol jöleli kot pantolonlu beş-altı genç de son derece kosantre bir şekilde halaya durmuşlar. gelen geçen de durmuş bunları seyrediyor, ya da resimlerini çekiyor. hızla hana doğru yöneldim, maalesef han kapalı. ilk durak tırt. devam.

ikinci durak St. Antuan Kilisesi. bir kalabalık ki sorma gitsin. girişe ilginç bir kıvrık İsa heykeli koymuşlar. ama dışarıda resim çektirmek isteyenlerin genel tercihi elinde güverciniyle Papa Roncaldi. içeriye giriyorum, yarıya kadar olan bölümünü kapatmışlar, azıcık bir bölümünde yürüyüp geri dönülüyor. yüksek sesle konuşanları, görevliler burasının bir ibadethane olduğunu söyleyerek uyardıklarını duyuyorum. muhtemelen ilk kez kiliseye giren çok bu kalabalık içinde.

dışarıya çıkınca hedef Pera Müzesi. Altın Çocuklar sergisini merak ediyorum. Pera Müzesi, her zamanki gibi, o kalabalıktan çıkınca ulaşılan bir vaha gibi, sessiz. huşu içinde en üst kata çıkıyor, Altın Çocuklar'a varıyorum. bu sergi, İspanya'dan gelmiş,  Jacober Vakfı'nın koleksiyonu. 16.-19. yüzyıl arası Avrupa'da yapılmış çocuk portrelerini toplayan bu koleksiyon, bu özelliğiyle çok özelmiş. sergide yer alan 57 çocuk portresi, Avrupa'nın çeşitli ülkelerinden soylu ve aristokrat çocukları gösteriyor. bu resimler, o zamanların moda anlayışını, gelenek ve inançlarını da bize gösteriyor tabii. belli bir yaşa kadar kız çocuğu gibi giydirilen erkek çocuklar, ellerinde bekareti ya da temiz kalbi simgeleyen kuşlarla haçlarla ressamına bakan hüzünlü çocuklar bunlar. kimi prens, bu yüzden başları dik, gururlu. ama hiç biri gülmüyor nedense. gezdikçe bu çocukların yaşlı yüzleri ve çocuk bedenleri içimi sıktı açıkçası. sonra da şöyle bir not okudum: o dönemlerde aileler çocuklarına potansiyel damat-gelin aileleri bulmak için çocuklarının resimlerini büyük yüzlerle yaptırır gönderirlermiş, e tabii fotoğrafın icadına daha var.. işte bizim kız, şimdi 4 yaşında, resim size ulaştığında 6 olacak, işte bu da 16 yaşındaki hali, siz şimdiden karar verin gibi bir şey yani. Sergide Kanuni'nin kızı Mihrimah Sultan'ın da tablosu görülebilir, o da İspanya'daymış meğerse. aşağıda da sergideki ilginç tablolardan biri var: tablonun adı; Aşk Tanrısı Giysisiyle Don Nicolau Despuig Cotoner Martínez De Marcilla y Sureda.  1710 tarihli bu tabloyla ilgili ayrıntılı bilgi burada. yakasındaki broşta kralın resmi vardı, kanatları da pek hoştu.



çocuklardan kaçıp alt katta, ne olduğunu bilmediğim Flash Back sergisine kapağı atıyorum. burada çocuk portreleri koleksiyonunun sahibi olan Jacober Vakfı sahipleri Yannick Vu ile Ben Jacober'in modern sanat eserleri sergileniyor. yukarısı ne kadar geçmiş ise, burası o kadar gelecek. bana göre en ilginç eserler ilk üç şöyle:


1. Leonardo'nun atı (ayrıntılı bilgi için başlığa tık.)


Leonardo ile karşılaşmak beni artık hiç şaşırtmıyor. her yerden ya o, ya Mona Lisa çıkıyor karşıma. anlatacağım, sonra.


2. Yannick Vu-La Coda del Occhio. cam fanusların içinde iki canlı balık var, denk getirene kadar canım çıktı :)



3.Leer con Prisa.  Kocaman bir duvarda sessizce dönen bir çark. üzerinde 206 tane ciltli kitap var. sağ üst köşede bir noktada duraklıyor sadece, durakladığında kitap tak diye açılıyor, bir-iki saniye sonra çark dönünce o kapanıyor bir diğeri açılıyor.




Pera Müzesi'nden çarpılmış bir halde çıktım, tekrar Taksim'e doğru yürüyorum. başka bir köşede bir adam eline almış kemençeyi, onun da önünde gelen geçen horona durmuş, ayrı bir kalabalık. Aznavur Pasajına uğruyorum, Avrupa pasajına girip Balık Pazarı'ndan çıkıyorum, Atlas Pasajına girip turluyorum, Mephisto'ya uğruyorum, kapanmış Kaktüs'ün sokağına hüzünle bakıyorum, bari İnci'de bir profiterol yiyeyim diyorum, bir bakıyorum millet ellerinde kaseler sokakta yiyorlar, vazgeçiyorum. demek ki neymiş, bayram günü Beyoğlu'na gidilmeyecekmiş. ne kadar kalabalık olursa olsun, benim için kredisi sonsuz. bir dahaki sefere kadar.


Meraklısına Linkler:

-Pera Müzesi burada, Altın Çocuklar sergisi ile Flash Back  6 Ocak 2013'e kadar görülebilir.
-Altın Çocuklar sergisini benimle gezmek size ilginç gelmemiş olabilir, buyurun İlber Ortaylı ile gezin:  Habertürk tvde yayınlanan program burada.
-Yannick ve Ben Jacober Müzesi ana sayfası burada,
-Yannick Vu-Ben Jacober eserleriyle ilgili ayrıntılı bilgi ise burada.

2 yorum:

Vladimir dedi ki...

Çok enteresan ya. Ben de gidicem :)

gülçin dedi ki...

git bakalım, sen neler bulacaksın :)