.

.

16 Haziran 2010 Çarşamba

Marina Lewycka

Hadi size biraz Marina Lewycka'dan bahsedeyim. Marina Lewycka, 1946 yılında Almanya’da bir göçmen kampında doğmuş ve ailesiyle bir yaşındayken İngiltere’ye taşınmış Ukrayna kökenli bir yazar. O zamandan beri İngiltere’de yaşıyor ama anayurdunun sorunlarını da yakından takip ediyor. Ukraynalıların yakın dönemde Turuncu Devrim sonrası yaşadıklarını, İngiltere gibi gelişmiş bir ülke bağlantılı anlatan iki kitabı var Türkçede.


Biri Ukrayna Traktörlerinin Kısa Tarihi. Aslında orjinal adından çevirirsek Ukrayna Motorlarının Kısa Tarihi oluyor ismi, ki bu kitabın ruhuna daha uygun. Çünkü Ukrayna Traktörleri teriminin kitap hakkında olumsuz bir etki yaptığı kanısındayım, şimdi eğlenceli bir kitap okumaya niyetlensem böyle ismi olan bir kitaba elimi bile değdirmem. Ukrayna traktörleri mi? Mersi, almayayım. Halbuki Ukrayna motorları dediğinizde, dudağınızın muzipçe kıpırdadığını ben bile buradan görebiliyorum (Yayıncı! Duy sesimizi!) .. Evet, ismiyle bunca uğraştığımız kitap, yaşlı babalarının kendinden oldukça genç bir Ukraynalı kız ile evlenecek olmasını hazmedemeyen iki kız kardeşin hikayesi. Babaları, bunca yaştan ve eşinin ölümünün ardından yaşadığı yalnızlıktan (ve tabii bunda kızların da ilgisizliğinin payı var) sonra gencecik ve dünya güzeli bir kızın ona ilgi göstermesinin tadını sonuna kadar çıkarmaya kararlı. Kızlar ise bu dilberin babalarını kullandığı kanısında. Durmadan bunu anlatmaya çalıştıkları ve dertlerini düzgün anlatamadıkları babaları ise durumdan hiç şikayetçi değil! Çok şenlikli, pek eğlenceli bir kitap bu. Zaten yayınlandığında edebiyat çevrelerinde çok konuşulmuş ve mizah dalında bir çok ödül kazanmış bir kitap.

Yazarın Türkçe’deki ikinci kitabı da yeni çıktı sayılır: İki Karavan. Burada da Ukraynalılar var, ama sadece onlar değil, İngiltere’ye bir umut yeni hayatlar kurmaya gelen Doğu Avrupalılar ve Afrikalılar da. Kitap boyunca göçmen işçilerin İngiltere’de çilek toplayıcılığından başlayarak hangi simsarların elinde neler yaşadığının hikayeleri, kitap sonuna kadar pıtır pıtır tomurcuklanan bir aşk hikayesi ve dünyanın en sevimli köpeğinin yaramazlıkları eşliğinde anlatılıyor. Bazen gülerek, bazen de sinirlenerek okuyorsunuz bu insanların yaşadıklarını; arada politik ve sert saptamalar da var. Ben bu kitabı okurken fonda sürekli Bregoviç müzikleri duyduğumu sandım bir Balkan hikayesi olmamasına rağmen, hikayenin hem eğlenceli hem hüzünlü olmasından kaynaklanıyor sanırım. Bu kitaptan da güzel bir film uyarlaması yapılabilir. Tatil bavulunuza hiç değilse birini alın bence.


Meraklısına Not: Ukrayna Traktörlerinin Kısa Tarihi ile ilgili bir tanıtım yazısı için buraya, İki Karavan için yazılmış bir yazıya da buradan ulaşabilirsiniz.

Bilgi: Bu yazı neokudum.com sitesinde de yayınlanmıştır.

3 yorum:

miso dedi ki...

meraba

ne uzun olmuş sana gelmeyeli... özlemişim, biraz da mahçup oldum :S

kitap tavsiyeleri hoşuma gitti. Ben de kurcaliycam :))

marruu

Ülker Yıldırımcan dedi ki...

U2 konserini yazmiycak misin? sevgiler:)

neo dedi ki...

aa ben bu kitabı okuyorum şimdi, meğer senin sayfada da varmış, belki de burda görüp hafızama yazdım. henüz bitirmedim ama çok hoşuma gitti. babaya hak verir bir şeyler yazmışsın, yok valla ben de kızlardan yanayım, özellikle hikayeyi anlatana :) yaşlı maşlı da olsa babaya tipik erkek davranışları içinde olduğu için de kızıyorum. bitirince bahsederim belki ben de sayfamda.
sevgiler