.

.

1 Aralık 2008 Pazartesi

kıssadan hisse

Trabzonlu delifişeklerden Nihat Genç, geçen gün televizyonda bir hikaye anlattı. hoşuma giden bu hikayeyi sizinle de paylaşmak istedim, bilmiyorum onun kadar güzel anlatabilecek miyim?

Üniversitelerin birindeki bir konferansta konuşurken, dinleyicilerden biri el kaldırmış ve "iyi de, yeni gelecek olan iktidarın hırsız olmayacağını nereden bileceğiz" diye sormuş. o da "evet bunu bilemeyiz, buna zaten kimse söz de veremez ama bunların hırsız olduğunu biliyorsak, bari sebep olmayalım" diyerek lafı şu anlatacağım hikayeye getirmiş. zamanın birinde bir genç kız bir oğlanı severmiş, ama kızın babası onu ısrarla başkasıyla evlendirmek istiyormuş. kız da başkasını sevdiğini, bbasının adayıyla evlenmek istemediğini söyleyemiyormuş. kasabanın yaşlı şifacı ninesine anlatmış durumu, nine de "kızım sen babana karşı çıkma, bu adamla evlen, ben seni sevdiğin çocukla görüştürürüm, yaparız bişeyler" diyerek kızı ikna etmiş. kız babasının gösterdiği adamla evlenmiş. evlendiği gece yalandan hastalanmış, "benim bir hastalığım var bir tek nine bilir git bana onu getir" demiş kocasına. kocası da telaşla nineye gidip yalvar yakar olmuş, nine "tamam geleyim ama şu sandığı da al getir, içinde ilaçlarım var" demiş. damat çaresiz vurmuş içinde ilaçlar değil de karısının aşığı olan sandığı sırtına, eve gitmişler. nine damada "sen dışarıda bekle, dur ben bir bakayım" demiş. odada sandıktan çıkan aşığı ile yeni gelin birlikte olmuşlar. "aman hastalandım nineyi getir" oyunu tutunca, kız ayda bir bu fenalaşma oyunlarını yapmaya devam etmiş, damat da hiçbir şeyden şüphelenmeden yıllarca sırtında o sandığı ninenin evinden kendi evine taşımış durmuş.. derken bir gece gene kızın ağrıları tutunca, damat nineye koşmuş. nine yanında, sırtında sandık eve doğru giderlerken, bekçi önlerini kesmiş, "gece gece nereye gidiyorsunuz, sandıkta ne saklıyorsunuz" diye sormuş. bekçiyi gören nine hemen savuşmuş oradan, damat sırtında sandıkla kalakalmış, o anda aklına geleni uyduruvermiş, "ben kuklacıyım" demiş, "sandıkta da kuklalarım var". bekçinin hoşuna gitmiş, "aaaa" demiş, "benim hanım çok sever kuklaları, hadi gel bize gidelim, ona bir oynatıver de sevinsin".. bekçi ile damat bekçinin evine gitmişler, meğer bekçinin karısı da kocası evde yokken eve aşığını almaktaymış, gürültüleri duyunca o da sevgilisini bir halıya sarıp kapının arkasına saklamış. bekçi girmiş içeriye, "ah karıcığım" demiş, "sana sürpriz olsun diye bak bir kuklacı getirdim, şimdi sana gösteri yapacak, kukla oynatacak". damat çaresiz açmış sandığı ki sandıktan karısının aşığı çıkmış, birden odada bir hengame kopmuş, kapının arkasındaki halı rulosu da açılmış ve halının içinden de bekçinin karısının aşığı çıkmasın mı? bekçi başlamış dövünmeye, "ah karıcığım demek ben yokken sen beni aldatıyordun eve bu adamı alıyordun, ben şimdi ne yapacağım" diye ağlamaya başlamış. damat da bekçinin sırtına vurmuş, "ağlama hiç kardeşim" demiş, "seninki hiç değilse kendi ayağıyla gelip kendi ayağıyla gidiyormuş. ben benimkini yıllardır sırtımda taşıdım"..

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Yasasin, ilk yorum benden!
Bana 1001 gece masallarini animsatti. Tesekkur Gulcinim.
Tulay

ABİ dedi ki...

en tuttuğum karakter: Şifacı nine..:))))))

Adsız dedi ki...

3.cü yorum mu yaptım:D