.

.

23 Haziran 2008 Pazartesi

arapcami sahili

işe her sabah kadıköy'den karaköy motorlarını kullanarak gidiyorum. motorlar karaköy'de galata köprüsünün iç tarafındaki, arapcami'ye yakın iskeleye yanaşıyorlar. inip de caddeye kadar yürüdüğümüz yerde önce bir açıklık var, tek tük ağaçlar ve kediler oluyor sabahları, yanda balıkçılar (bazen sabahın erken saatlerinde gelmiş ve leğenlerde kenarlarından akan suyla oynayan balıklar), az ileride perşembe sabahları gelip yere uzanan yaşlı bir teyze ile bir tabureye oturmuş iki büklüm bir dede mırıl mırıl dualar okuyarak dileniyorlar. sabah mahmurluğu ile herkes hızlı adımlarla başları önde geçip gidiyor bu manzaradan. derken zincirler, vidalar, pnömatikler, kilitler vesaire binbir çeşit alet edevatın olduğu dükkanların önünden geçiyor yol. sabah dükkanların önünü suyla yıkayan ve kimbilir kaç yıllardır birbirini tanıyan esnaf birbirine laf atıyor şakalaşıyor çay içiyor filan. derken caddeye çıkıyoruz, köşede simitçi. isterseniz simitin içine zeytin ezmesi, bal-kaymak, peynir sürüp veriyor. manzara yaz-kış bu minvalde akıp gidiyorken geçen sabah iskeleye yanaşırken sahilde şunu gördüm.



anlayamadım nedir diye. gittim yakından baktım, herhalde kenardaki kayığın da sahibi olan adam da bana poz verdi.


gidip konuşamadım soramadım. arkasında s'si ters bir "karaköy hatırası" yazısı görsem, grup fotografı çektirmek için ayarlanmış diyeceğim. sandalyeler karşı yöne baksa, sahnedir herhalde bişiler yapıyorlar diyeceğim. anlamadım vesselam. dağılmış bir taşra gazinosundan mıdır, artık kimselerin dinlemediği hanendelerin şarkılarının izlerini taşır, bilemedim. sizce nedir?

9 yorum:

Sem dedi ki...

Özlemişim bu tür yazılarını:)))

Bir sürü ihtimal geliyor aklıma; ilkini yazıyorum. Fotoğrafını çektiğin bu şirin yer, Düğün Şarkıcısı dizisinin geçici setlerinden birisi olarak kullanılmış, çekimler bittikten sonra da sahne orada kalmıştır. Şimdi ise teknelere binecekler için bekleme odası olarak kullanılmaktadır:))) Sevgiler

Vladimir dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Ori dedi ki...

Maalesef yanıldın Sem!
Bu hepimizin kaçırdığı Dünya Müzik Günü etkinliğinden kalan bir sahne.
Etkinlik kapsamında Dinar Belediye Bandosu'da bir konser vermiş. Bunu bilseydim özellikle giderdim. Çocukluğumda her cuma bayrak töreni öncesinde şarkılar çalan okestranın en öndeki dinleyicisi bendim.
detay bilgiler;
http://www.webturkiyeportal.com/webforum/240095-istanbul-2010-muzigi-sokaga-tasiyor.html

Vladimir dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Sem dedi ki...

Sevgili Ori, verdiğin linki tıklayıp, etkinlik programına baktım. Çok güzel etkinlikler varmış; hem de her zaman geçtiğim mekanlarda. Bu bilgi için çok çok teşekkürler. Yalnız Gülçin'in fotoğrafını çektiği sahnede bir etkinlikten bahsettiğini göremedim. Yanılıyor muyum?:))))

gülçin dedi ki...

bu sabah baktım hala aynen duruyordu yerinde. yalnız kapının önüne çapraz iki tahta koymuşlardı vladimir, kaç gündür hava biraz esintili ondan herhalde, açılıp da ceryan yapmasın diye :)

Ori dedi ki...

Haklısın Sem.
Öyle bir şeyden bahsedilmedi. Akşam geçerken bir soruver istersen. Aksi durumda bütün okurları balık yemeye götüreceğim. Vladimir'ede klima alacağım:))

Vladimir dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
cinar dedi ki...

:) Vallahi Sem'e de Vladimir'e de katılmamak mümkün değildi aslında ama Ori bütün hayalleri yıkmış gördüğüm kadarıyla. Ama kapı arasına sandalye bile konulmuş sonradan. Demek ki kalan bir sahne parçası bile olsa sonradan yeni bir işlev kazanmış. Hayallere devam bence :)