.

.

25 Nisan 2008 Cuma

gülçin iş gezisinde ve konuk yazar vladimir


sizinle bugün bu resmi paylaşmak istemiştim aslında. 2 gün önce kolsuz bluz ve (belki inanmayacaksınız ama valla gördüm) parmak arası terliklerle gezenler bugün gene pardesü ve çizmelerini giymişler, endişeyle gökteki kara bulutlara bakıyorlar, burunları da kırışmış. bugün de yağmur bekleniyormuş istanbul'da, haftasonunda da. ben bu haftasonu istanbul'da olmayacağım. hani geçende demiştim ya, seyahatim geldi diye. hah işte ben onu dediğimde keşke başka bişey mi dileseymişim nedir, 5 günlük bir gezisine gidiyorum bu gece. daha bavulum hazır değil, panik halinde eve geldim bu satırları yazıyorum. sakin sakin günlerimi geçirdim şimdi heyecan bastı iyi mi. nereye gideceğimi söylemiyorum, döndüğümde sizlerle paylaşacak baharat kokulu değişik anılarım olacak tahmin ediyorum. aybaşına kadar kendinize iyi davranın sevgili dostlar, sağlıcakla kalın.


bu arada, sabah sevgili ori'nin günaydın diyerek bana yolladığı esin topuz'a ait şu fotograf da kendine yer buldu şu alelacele mailde.


bu fotoyu ben de sevgili vladimir'e yolladım ve "sen bu resme kimbilir neler döktürürsün" dedim. o da döktürdü sağolsun. "yayınlasana, bak sonra ben yayınlarım" dedim, "sen yayınla" dedi valla. buyrun, yayınlıyorum. böylece sevgili ori'ye paylaştığı fotograf ve sevgili vladimir'e de konuk yazar satırları için teşekkür ediyor, sizi onlarla başbaşa bırakıyorum.

Kedi o gün küskündü.. Onu gören de görmeyen de küs olduğunu düşünüyordu. Kimse onu anlamıyordu. Bahar gelmişti, bahar yorgunluğu minik siyah kediyi germişti. Kedinin ilk ilk baharı olduğu için naptığını bilmiyordu. Aklı bir karış havadaydı. Havadaki aklını gördükçe onunla oynamak istiyor, pençeleri boşluktaki hayali avını avlamaya çalışıp başarısız oldukça iyice küskünlük hissediyordu.

Köskös giderken yolda kendi deseninden bir kedi gördü. O da kendisi gibi küskündü. Yaşça kendinden büyük bu kediye "ne bu halim?" diye soracak oldu. Vazgeçti hemen.
Büyük kedi minik kediyi görünce "bak şu zibidiye" diye aklından geçirdi. sıırtını kamburlaştırıp, tüylerini dikti ağzından "fıffffffff" diye bir ses çıktı. Minik kedi bir yöne büyük kedi başka yönde koşarak uzaklaştı.

Minik kedi en yakındaki ağacın en uç dallarından birine tırmandı, dalları yapraklar bürümüştü, yaprakların üzerine yavaşça yayıldı. Usulca "mırrrr" diye bir ses çıkartıp daldı uykuya.

9 yorum:

Vladimir dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Ori dedi ki...

Ne güzell. Demek bu akŞAM'a yolcusun Gülçin:)
Yolun açık olsun bakalım. Güzel bir gezi olmasını diliyorum.
Sevgiler...

Ori dedi ki...

Öylesine mi?
Baya güzel olmuş Vladimir, eline sağlık.
Konuk yazar olduğun için de ayrıca kutlarım.
Gülçin gelene kadar boş durma ama her gün gelip bakacağım:))

sofi dedi ki...

güle güle git, dolu dolu gel, valizin güzel anılarla dolsun, yolun açık olsun...

GULTEINEN ENKELINI dedi ki...

bildimmm!bildiimmm!!! Sam'a gidiyorsun :P

iyi yolculuklar, ceplerini bol, bol anilarla doldurasin..

miso dedi ki...

Gülçincim,
Özendim bak. Güle güle git. İyi geçsin tabi bir de:) Vladimir'in yazısı da çok hoş olmuş. Kedi ise muhteşem; asabi sinir-illeti. Biraz da cinli sanırım :)

marruu

Sem dedi ki...

Gülçin'ciğim, umarım gezin güzel geçiyordur ve gittiğin yerlerin güneşin boldur. Bize neler getireceksin diye merakla bekliyorum dönüşünü:)) Sevgiler.

GULTEINEN ENKELINI dedi ki...

Bu arada gecen hafta dogum gunun vardi.
Gecmis dogum gunun kutlu mutlu olsun.
sevgilerimle

Vladimir dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.