Gribal enfeksiyon nedeniyle bu haftayı rölantide geçirdim. bi kutu nuropren, bi kutu kalsiyum sandoz, bi şişe iliadin sprey (mucizevi bişey), bolca limon-mandalina-hatta greyfurt, yarım kavanoz bal, iki bobin tuvalet kağıdı harcadım. şimdi fena değilim. bu enfeksiyonun da bir ömrü var neyse ki, ne demişler: ilaç alırsan 7 günde, almazsan bir haftada geçer :) sesim hala karga gibi, yüzümün rengi atık, ama fena değilim gene de. dün rapor aldım işe gitmedim. rapor almak için sabah evden çıktım, acıbadem kozyatağı'na mı gitsem diye düşünürken, evin yakınındaki sağlık ocağı aklıma geldi. oraya gittim ilk kez. sabah olduğu için pek kalabalık değildi. herkes elinde ssk ya da bağkur cüzdanlarıyla oturuyordu. ben de ikisi de yok. gişedeki görevli kıza "sağlık cüzdanım yok, parayı peşin mi ödemem gerekiyor" diye sordum, bu arada etrafta pos makinesi arıyorum, ama yok. kız "TC kimlik numerooonuz?" dedi. cep telefonuma kaydetmiştim bu numarayı neyse, söyledim. elime bir kağıt verdi üzerinde 12 yazıyor, "3 numaralı odaaa" dedi. peki. gidip 3 numaralı odanın önünde beklemeye başladım. iki kişi sonra bana sıra geldi, muayene oldum, raporumu aldım, bana bir de aspirin c yazdı doktor. çıktım gittim, ilk kez TC vatandaşı olmanın böyle bir yönü olduğunu yaşamış oldum, bedava sağlık hizmeti. neyse, dün yattım evde. palahniuk'un
gösteri peygamberi kitabını bitirdim. bu kitap bence şimdiye dek okuduğum en iyi palahniuk kitabıydı. sonra kalkıp
palahniuk'un web sayfasına girdim. ağzım açık kaldı. hiç böyle yazar sayfası görmemiştim. her kitabında Amerikan sistemini, kapitalizmi, tüketim toplumunu yerden yere vuran saldırgan palahniuk; kendi web sayfasında üzerinde kitaplarının adı olan tişörtler satıyor! bunun dışında anıları, kitapları üzerine yazılanlar, eleştirileri, başka metinleri, metin yazma ipuçları, üye olursanız değişik atölye çalışmaları filan da var. ilginçti.
bugün işe gittim. penceremden gün kapkara görünüyordu. ama önce
Devlet Opera'sından bana mail gelip de Aralık ayında Kadıköy Süreyya Opera'sında
Folklorama oynayacak haberini alıp, ona bilet alınca pek bir mutlu oldum. üstüne bir de İzmir'deki
kadim dostum Vladimir'in kolisi gelince, keyfim bin kat arttı. koliden bir kutu çikolata ile beraber bir sürü film, bir sürü mp3 cdsi ve daha bir sürü şey çıktı. gerçi Vladimir bu kolileri hazırlarken evde bayağı yer açıldığını söyledikçe, eline geçen atmaya kıyamadığı şeyleri de bana yolluyor hissine kapılmıyor değilim :) oburluğun gözü kör olsun, kutudan çıkan kremini şekerini yerken dişim kırılıyordu az kalsın! neyse, sağolsun varolsun, vallahi Vladimir'cim ellerin dert görmesin, bak şimdi senin mp3'leri dinliyorum bi yandan.
derken bir baktım sevgili
artemis beni mimlemiş. iki tane özlü söz yazacakmışız. valla aradım taradım, not aldığım sözlere baktım, size de olur mu bilmem, bir gün bir sebeple birşey hoşunuza gider not alırsınız ama sonra bakınca acayip gelir size, hatırlayamazsınız onunla ne yakınlık kurduğunuzu filan, öyle oldum ben de. sonra gene elime ilk geçen iki sözü seçtim. sonra arada necefli maşrapa niyetine özlü sözler koymayı da aklımın kenarına not ederek onları ekliyorum:
şimdi mim dalgası gereği, topu
sevgili hep'e,
sevgili gulteneinen enkelini'ye ve yaklaşık bir aydır yazar tıkanması yaşayan
sevgili sem'e atıyorum.
9 yorum:
akp'ye teşekkür edersin artık..
bu numero uygulaması için..
çok geçmişolsun gülçin.dinlen bir güzel, raporu da almışsın.
aslında giderek daha fazla eskiden özel hastanelere giden arkadaşımın şimdilerde ssk karneleri ile bir sürü yerden bedava hizmet aldıklarını duyuyorum.ilginç, değişiyor mu ne?
Sevgili Gülçin,
şu Seneca'nın sözünü okuyunca aklıma ıssız adada Cindy Crawford ile başbaşa kalan Türk delikanlının fıkrası geldi :)
http://www.bozcaada.info/gulelim.html
Seni gidi mimci seni:))) İlk defa başıma böyle bir şey geldiği için birazcık heyecanlandım doğrusu. Heyecanım geçer geçmez yazacağım bir şeyler. Söz:)))
arkadasim cok gecmis olsun.
Mimleyen sen oldun onur duydum..
hemen dusunmeye basladim, ya aklima bisiy gelcek yahut bi yerden asircam...
optum
Çok geçmiş olsun Gülçincim. Bir şey merak ettim. Sana numero veren kız sakız çiğniyor muydu? Ve bazısı uzun, bazısı kısa tırnaklarının ojesinin yarısı yenik miydi?
marruu
geçmiş olsun, bi açıdan iyi de olmuş, hem vücudun o kadar meyve ve vitamin depolamış oldu hem de gösteri peygamberi ni bitirmiş oldun :)
ilk söze bayıldım bu arada !!
gecmis olsun Gulcin! mim den olsa gerek, bu siralar cok var ;) saglicakla kal ;)
Yorum Gönder