.

.

28 Ekim 2007 Pazar

yaşamın kıyısında


"Emekli dul Ali, Bremen'de fahişe Yeter’le karşılaştığında yalnızlığına bir çözüm bulduğunu düşünür. Ali Türkiye doğumlu Yeter’e aylık belli bir ücret karşılığında kendisiyle kalmasını teklif eder. Ali’nin oğlu Nejat, babasının bu seçimini onaylamamaktadır. Fakat genç bir Alman Dili Ve Edebiyatı profesörü olan Nejat, Yeter’in zorluklarla kazandığı paraları Türkiye’de üniversite okuyan kızına gönderdiğini öğrenince ona karşı sıcak duygular beslemeye başlar. Yeter’in ani ölümü baba ve oğulu hem duygusal hem de fiziksel olarak birbirinden daha da uzaklaştırır. Nejat, Yeter’in kızı Ayten’i bulmak üzere İstanbul’a doğru yola çıkar. Türkiye’de kalmaya karar verir ve ülkesine dönmek isteyen Alman bir kitabevi sahibi ile evleri değiş tokuş yaparlar. Fakat Nejat 20li yaşlarında olan siyasi eylemci Ayten’in Türk polisinden kaçarak Almanya’ya gitmiş olduğunu bilmemektedir. Yalnız ve beş kuruşsuz olan Ayten, Alman öğrenci Lotte ile arkadaşlık kurar. Lotte Ayten’in güzelliği ve siyasi durumuna karşı kayıtsız kalamaz. Lotte tutucu annesi Susanne’nın pek hoşnut olmamasına karşın, asi Ayten’i evlerinde kalmaya davet eder. Ayten tutuklanır ve aylarca politik sığınma talebinin sonucunu bekler. Talebi reddedildiğinde sınırdışı edilir ve Türkiye’de hapse girer. Lotte tüm tutkusuyla herşeyi bırakıp Ayten’e yardım etmek için Türkiye’ye gitmeye karar verir. Lotte, Ayten’i kurtarmanın düşündüğü kolay olmadığının farkına vardığında, otel masrafından kurtulmak için kiralık oda arayışına başlar. Kitabevindeki tesadüfi karşılaşması Nejat’la ev arkadaşı olmasıyla sonuçlanır. Trajik bir olay Susanne’yı kızının üstlendiği görevi tamamlamak üzere İstanbul’a getirecektir. Susanne ile geçireceği duygusal anlar Nejat’ı, herşeyden elini eteğini çekmiş, Karadeniz’de bir kıyı kasabasında yaşayan babasını aramaya sürükleyecektir. "
Filmin bu özeti, kendi web sayfasından. Bugün gittim bu çok konuşulan filmi izlemeye. Almanya'da yaşayan Türk yönetmen Fatih Akın'ın son filmi. bu yılki Cannes Film Festivali'ne katılan film, Altın Palmiye için yarıştı ve En İyi Senaryo Ödülü'nün sahibi oldu. Bu arada filmin aynı festivalde bir de Ekümenik Jüri Ödülü'nü de aldığını eklemeyi unutmayalım. Film ayrıca Almanya'yı temsilen en iyi yabancı film dalında yarışmak üzere Oscar'a gidiyor. Geçenlerde, Avrupa Parlamentosu'nun bu yıl ilk kez verdiği sinema ödülü "Le Prix Lux" ödülü de "Yaşamın Kıyısında" filmine verildi. En taze haber ise, Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde de en iyi yönetmen (Fatih Akın), en iyi yardımcı kadın oyuncu (Nursel Köse-Yeter) ve en iyi yardımcı erkek oyuncu (Tuncel Kurtiz-Ali), en iyi kurgu (Andrew Bird) ödüllerini almış olması. Bu yılki Festivalin onur konuğu ise Alman oyuncu Hanna Schygulla (Lotte'nin annesi-Susanne) idi.
Senaryosu da Fatih Akın tarafından yazılan, Yaşamın Kıyısında adlı sinema filmi, Temmuz – Ekim 2006 tarihleri arasında, Hamburg, Bremen, Istanbul, Karadeniz Kıyıları ve Trabzon’da çekilmiş. Başrollerini Nurgül Yeşilçay, Baki Davrak, Tuncel Kurtiz, Patrycia Ziolkowska, Nursel Köse ve Hanna Schygulla'nın paylaştığı filmde yan rollerde yine tanıdığımız isimleri görüyoruz, Erkan Can ve Nejat İşler gibi, ki bu da bize küçük bir sürpriz oluyor. Oyuncuların hepsi gerçekten çok iyi, çok inandırıcı karakterler yaratmışlar. Ben gene de çok sevdiğim Tuncel Kurtiz'i anmadan geçemem burada. Filmin açılışında Karadeniz yollarında giden bir araba ile birlikte, fonda Kazım Koyuncu'nun "Ben Seni Sevdiğimu" şarkısını dinlemek etkileyici. İstanbul'un arka sokaklarında çekilen bazı sahneler birilerini rahatsız etmiş, ama bana dokunmadı. Evrensel bir film olarak izledim filmi ve beğendim. Hayatın içinde tesadüflerin ne kadar önemli olduğunu içiçe hikayelerle gösteren filmde, özellikle bitim sahnesi çok dokunaklı. İsimler akarken öylece kalakaldım, yüzümde bir gülümseme ile. Hayatımın filmi diyemem, ama etkileyici. Fırsatınız varsa gidin görün. Yoksa da yaratmaya çalışın. Filmin zevkini kaçırmamak için başka bir şey yazmıyorum şimdilik :)
Nurgül Yeşilçay röportajı için buraya, Fatih Akın röportajı için buraya, Fatih Akın-Nurgül Yeşilçay-Tuncel Kurtiz röportajı için buraya ve filmde Nejat'ın babasına verip de "mutlaka oku" diye tembihlediği Semih Özdoğan'ın Demircinin Kızı kitabını merak ettiyseniz buraya ve buraya
tıklayabilirsiniz.

8 yorum:

legrottaglie dedi ki...

ekledik listeye.

Sem dedi ki...

Bence de filmin baş ve sonunda 'Ben Seni Sevdiğimu' dinlemek çok çok etkileyiciydi. Filmin ortaya çıkmasına neden olan etkenlerden biri, Fatih Akın'ın Karadenize ilgisinin uyanmasıyla olmuş. Martin Scorsese'nin Bob Dylan'la ilgili belgeselini seyredip, kitabını okumuş. Kitapta Dylan, Karadenizli olduğunu yazıyormuş. (Bende internetten baktım, büyükannesinin 'Kırgız' soyadı taşıdığı ve Trabzonlu olduğu söyleniyor) Akın'da Karadenizli olduğunu ama oraları pek bilmediğini düşünerek bir yolculuğa çıkmış ve böylelikle filmdeki Karadeniz ögeleri ortaya çıkmış. Filmin afişinde de görülebilen, Karadeniz kıyısındaki çekimler bence filmin en güzel en panoramik kareleriydi.

Sem dedi ki...

Gülçincim soracaktım unutmuşum! Filmde okuması için babayı oynayan Tuncel Kurtiz'e verilen Demircinin Kızı adlı kitap hakkında bir bilgin varmı?

Talisman dedi ki...

Benim de ilk hedefim bu film Gülçincim.. ama yazını okuyamadım çünkü gideceğim filmlerle ilgili en küçük bir yazıyı bile okumuyorum ama seyrettikten sonra okuması çok zevkli olacak eminim :)

ABİ dedi ki...

garibiz.. gripiz.. geçmiş olsun sana da..

Ori dedi ki...

Filmin hoş süprizlerini ve bütün oyuncularını bende beğendim. En çok da Lotte'nin annesini. Okurlarının film izleme tadına dokunmamak için takıldığım bir iki sahne üzerine düşüncelerimi ise kendime saklayacağım ama gerçekten mutlaka izlenmesi gereken güzel bir film. Yazınla sağladığın desteğe değer.

hep dedi ki...

Duydum ki hastalık varmış serinde.Geçmiş olsun.
Ben de talisman arkadaş gibi aynı sebepten yazını okumadım,(ceteris paribus) bi 4-5 ay sonra vcdden izlerim ben muhtemelen:)O zamana belki yazının içeriği hakkında yorum yazarım.Belki de hatırlamam bilmiyorum:)
Sevgiler

Goddess Artemis dedi ki...

Mimlendiniz!